Darbesi çok sertti… Hâlâ kendime gelmiş değilim…
Atv’nin yeni dizisi Sustalı Ceylan’dan söz ediyorum. Ne yazık ki sıfatı “baba” olan bir insan müsveddesi, metresine para yetiştirmek için öz evladını organ mafyasına sattı. Hem de bir an bile düşünmeden. Çocuğun merdiven altında böbreğini aldı vicdansızlar. Kanaması olmasına rağmen ölüme terk ettiler.
Ne yalan söyleyeyim, bir baba olarak izlemesi zordu. İster istemez empati yaptım ve karanlık bir girdapta kayboldum. Henüz sersemliğimi üzerimden atamamam bundandır…
Çocuk zaafı üzerine kurulan senaryoları sevmem aslında. Reyting adına fazla “iliştirme” bulur ve sık sık da eleştiririm. Ama bu kez yazılan hikayenin “haberci” ve “uyandırıcı” yönü daha ağır basmıştı.
Evet, ne yazık ki bunlar masal değil. Böyle anne babalar yaşıyor aramızda. Yeni doğan bebeğini çöp konteynırına atanlar, 5 aylık bebeğini bile bile komşunun sapık gençlerine teslim edenler, ailece bir olup Narin’e kıyanlar, ekran kaydırmaya dalıp, bebeğini küvette unutarak boğulmasına sebep olanlar, Adana’da minicik bebeğine yatakta işkence eden babalar, adına dünya denilen bu setin rezil karakterleri değil mi?
Evet, ne yazık ki bu dünyada “organ mafyası” denilen bir gerçek de var. Senaryonun “haberciliği” de işte burada başlıyor. “Etrafımız şeytanlarla çevrili. Evlatlarımızı bir dakikalığına gözümüzün önünden ayırmanın faturası çok ağır hale geldi, bunu bir an bile aklınızdan çıkarmayın” diyor Sustalı Ceylan.
Neyse, benim gibi evladı için yüreğini vermeye dünden razı babalar burada mı?..
Ah bir ataş ver…
A Haber’de tiryakisi olduğum Bir Türkünün Hikayesi bu hafta da beni benden aldı.
Dumlupınar denizaltısının Çanakkale Boğazı’nda bir şilep ile çarpışarak batması ve 81 aslan yürekli levendimizin şehit olmasının yıldönümünde ekrana geldi program. Her dinleyişimde gözümü buğulandıran hikaye, tüm dramatik unsurlarıyla bir kez daha serildi önüme.
85 metreye batan denizaltının kıç torpido bölümünde 22 denizcimiz hayatta kalmıştı. Gönderdikleri şamandıra telefonuyla iletişim kurulmuştu kendileriyle. Giderek tükenen kısıtlı oksijen nedeniyle konuşmamaları, şarkı türkü söylememeleri ve sigara içmemeleri tembihlendi kendilerine. Ancak kurtarma çalışmaları sonuç vermeyince yeni emir tebliğ edildi:
“Artık sigara içebilirsiniz…” Son sözleri ise “Vatan sağ olsun”du kahramanların.
İşte her notası ciğerimize saplanan o türkü de bu dramın ardından yakılmıştı:
“Ah bir ataş ver cigaramı yakayım / Sen sallan gel ben boyuna bakayım / Ah vur ataşı, gavur sinem ko yansın / Arkadaşlar uykusundan uyansın…”
Yasaklayın şu torpili
Çorlu’da 13 yaşındaki K.S., elinde çok sayıda torpille sokakta yürüdüğü sırada patlama meydana geldi. Çocuğun kolunun paramparça olduğu o görüntüleri izlemeye yüreğim dayanmadı.
Bu köşede kim bilir kaç kere yazdım “Şu torpili, havai fişeği, meşaleyi yasaklayın” diye. Alın işte bu kez 13 yaşında bir gencin hayatı karardı.
Sırf zevk için sokaklarda patlayıcı terörü estirmek nasıl bir ilkelliktir? Sadece zevk için mi? Bunlar sokak eylemlerinde emniyet güçlerine karşı da kullanılıyor ve polisimizi, askerimizi yaralıyor.
Üreteni de, satanı da, alanı da, kullananı da tutuklayın. Bunun artık başka yolu kalmadı…
Zap’tiye
ABD askerleri Suriye’de kendi araçlarının üzerine Türk bayrağı yerleştirip, masum halka ateş açarak suçu Türkiye’ye atıyorlar. ABD’nin en güçlü silahı güdümlü yalan!
Gaf kürsüsü
Ankara Büyükşehir Belediyesi meclis toplantısında kürsüdeki mikrofon açık unutulunca CHP’li Ertan Işık’ın partili arkadaşlarına ettiği küfür herkes tarafından duyuldu.
Ne demiş?
“Bize para verdiler. Parayı valizle getiren adam tam Türkçe konuşamıyordu. Ama akşamdan geceye kadar o paranın karşılığı olarak sokakta durmamızı söyledi.” (Gözaltına alınan bir gencin ifadesinden)
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
News
